Taş Köprü’nün altından akan Seyhan Nehri, güneşin altında yavaşça parlıyordu. Genç bir kadın, gölgelik alana doğru yürürken köprünün taşlarına yaslanmış bir kadının onu izlediğini fark etti. Kadının duruşu sakindi; ifadesi ise dikkatliydi. Göz göze geldiklerinde yaklaşmadan konuştu: “Ben Adana Lezbiyen Escort Ingrid. Bazen birinin gölgesine girmek, içini ısıtan tek şey olabilir.”
İngrid’in Almanca aksanlı Türkçesi zarifti. Sözcükleri seçerek konuşuyordu ama samimiyetinden bir şey kaybetmiyordu. Genç kadın onunla yürümeye başladığında adımlar sessizce uyumlandı. Ingrid yalnızca bir Adana Lezbiyen Escort değil; yabancılığı tanıyan ama kimseyi yabancılaştırmayan, özenli yaklaşımıyla bağ kuran bir kadındı.
Sohbetleri kısa, ama derin duygular barındırıyordu. Birlikte geçirdikleri zaman, karşılıklı bir anlayışın yavaş yavaş büyümesine izin verdi. Otel odasında yaşanan ilk temas, bedenden önce gözlerle yaşandı. Ingrid, karşısındakinin hem arzusunu hem sınırlarını okuma konusunda şaşırtıcı bir sezgiye sahipti.
Gece boyunca olanlar, telaşsız ve doğal bir ritimde aktı. Sabah uyandıklarında sözler yerine, aynı yatağı paylaşmanın sessizliği konuştu. Ingrid’in varlığı, kısa sürede derinleşen o nadir bağlardan biriydi.
Ingrid’le geçireceğin gece, yabancılıktan doğan bir yakınlığın nasıl bu kadar sıcak olabileceğini gösterir. Onun gölgesi, yargısız bir sığınaktır.